Çin işkencesi
Otoriter yönetimler, ne yazık ki açıklığı, hesap vermeyi, şeffaf olmayı pek sevmiyorlar. İktidarlarını devam ettirmek için, güç kullanma sarhoşluğunu usul kabul ediyorlar.
Geçmişte, Sovyet Rusya, Bulgaristan ve kimi komünist ülkelerde insan hakları hiçe sayılırken, batı bloğu bunu karşı propaganda olarak kullanırdı.
Kendisini insan hakları savunucusu, demokrat kişilik, özgürlerin beldesi olarak takdim ederdi.
O gün de bugün de, değişmeyen gerçek, menfaatlerin bütün insanlık değerlerinin üstünde tutulmasıdır.
Herkes kendi çıkarına göre hareket etmektedir.
Totaliter devletler, insanlığı hiçe sayarken, kendisini medeniyet kılıklı gösteren nice ülkeler, istikballeri ve rahatları adına seslerini çıkarmamaktalar.
Buna en yeni örnek Çin’deki uygulamalardır.
Çin kimseyi dinlememektedir. Keyfine göre, iç dinamiklerine göre, yönetimi güçlü kılmak adına, insanlara zulmetmekte, işkence etmekte, öldürmekte beis görmemektedir.
Uygurlar… Müslüman Uygurlar… Zor durumdadırlar.
Müslüman kimliklerinden ötürü horlanan, dışlanan, işkence gören… Öldürülen Uygur Türkleri için, Çin açıklama yapmıyor… Kendilerini medeni ülkeler olarak lanse eden, lordlar ses çıkarmıyorlar… Suspuslar.
Neden?
Uygur özerk bölgesinin yer altı zenginliklerini bahane ederek… Yahut Rusya ile Çin arasına sıkışmış Uygur topraklarını öne sürerek, olup biteni izah edenler… Çin işkencesini yorumlamaya kalkanlar, eksik izahatta bulunurlar.
İşin özü, inanmakta… Allah’a itaatte yatmaktadır.
Bugün… Uygurlar, Müslüman değil de, Hıristiyan yahut Çin inancının bilmem kaçıncı dönüşümünün kaçıncı feleğinin filanca dinine bağlı olsalar da, bunları yaşayacaklar mıydı?
İftarda evleri basılacak mıydı?
Camilerde dayak yiyecekler miydi?
Kadınların tesettürüne el uzatılacak mıydı?
Uygur bölgesindeki keyfi yaptırımlar yetmezmiş gibi, şimdi, çin in ittifak ettiği mısır eliyle. Uygur öğrenciler gözaltına alınıp, tutuklanabiliyorlar.
Ey hürriyet kahramanları… Dillerinde özgürlükleri, insan haklarını düşürmeyen efendiler, nerdesiniz?
Bu Uygurlar, bu Filistinliler, bu yeryüzünün unutulmuş diyarında yalnızlaşan ve ölüme terkedilen, insanlık dışı uygulamalara maruz kalan Müslümanlar insan sınıfına dâhil değiller mi?
Bu vurdumduymazlığınızı… Bu sağırlığınızı, körlüğünüzü neyle izah edeceksiniz?
Dünyanın orta yerinde, seçilmiş cumhurbaşkanı içerde, silah zoruyla yönetimi ele geçirmiş sisi devletin başında… Bu nasıl çelişki, anlatır mısınız?
Hani sizin demokratik değerleriniz? Hani sizin hukukunuz, insanlığınız? Hani sizin sandığa olan saygınız, nerde?
Mısır’daki uygulamaları, can sıkan görüntüleri, darbecilerin yaptıklarını niye kınamıyor, bir laf etmiyorsunuz?
Çin’e… Çin’in yaptıklarına neden laf etmiyorsunuz? Kârınız mı azalır, sattıklarınız mı elinizde kalır? İlişkileriniz mi bozulur? Rahatınız mı kaçar? Müslümanlar insan değil mi?
Söz konusu siz olunca akan sular duruyor da, ölenler, sürülenler, işkence görenler müslüman olunca, bıyık altında gülümsemenizi adam gibi izah eder misiniz?
Biz sizi tanıyoruz tanımasına da, çin Çinliğini yapıyor, asıl riyakâr ve düzenbaz olan size kızıyorum…
Müslümanlar için çıkış yolu… Bir olmaktan, birlikte olmaktan, ümmet olmaktan geçiyor… Uyanmaktan elbet…
Ayağa kalkacaklar… İnanıyorum.
Kaynak: Milli Gazete
Leave a Comment