Seçimde Kendi acizliğini örtmek için Mazlumları Kurban etmek Ahlak Dışıdır

Türkiye Cumhuriyeti İçleri Bakanı Süleyman Soyluya Açık Mektup

Rabia Kadeer
ABD Çin’e karşı Uygurları destekliyor demek Uygur soykırımını inkar etmektir. Bu, Uygur
katliamına yönelik uluslararası ilgiyi azaltmak ve Çin’i
Uygur katliamına devam etmesi için
cesaretlendirmektir
.
C
NN Türk’te bunu öne çıkaran Türkiye İçişleri Bakanı Süleyman Soylu‘ya şunu ifade etmek
istiyoruz.
Amerika’ya ne kadar kızsanız da karşı çıksanız da tercih sizin ama bu cereyana Uygurları
bir araç yada
sermaye yapmaya kalkarsanız bu insanlık ve Müslümanlık açısından gayri ahlaki bir
davranıştır
. Çünkü biz Uygurlar, bugün eğer belli bir derecede uluslararası arenada tanınmışsak ve
ABD
den destek almışsak, bu destekleri 3 maymunu oynayarak ya da hile ile almadık. Yaklaşık 6
yıldır ülkede
yaşayan 3 milyon Uygur’un fiziksel ve ruhsal acısı, parçalanan aile bireylerinin
gözyaşları ve yurtdışındaki yüzbinlerce Uygur gurbetçinin emeği pahasına bu ödülü aldık.

Aslında dünyanın Doğu Türkistan’da yaşanan trajediler karşısında
ayaklanmış olması gerekirdi.
Ancak Çin’in gücü ve nüfuzu nedeniyle yeter
li tepki ve hareket olmadı. ABD ve Avrupa ülkelerinin
Uygurlara gösterdiği semp
ati, başkalarında kıskançlık veya şüphe uyandıracak derecede bir asalet
ve adalet düzeyi değil,
önlerinde dağ gibi durmakta olan delilleri gördükten sonra ortaya çıkan
küçük
bir insani merhamettir. ABD bizi kurtarmak için harekete bile geçmiş değil. Çinin kendisinin
ortaya koyduğu soykırım emrini, uydu görüntülerinde ortaya çıkan 380
ceza kampı ve bu kampların
tanıkların
ın ifadelerini dinledikten sonra akılları başlarına geldi ve göz yummaktan utandılar. Birkaç
kez bizim için
doğruları söyledi ama siz doğruları söylemeyi bile çok gördünüz ve dünyada
canımızla, gözyaşımızla elde ettiğimiz küçük kazanımların üzerine
çamur attınız.
Y
aklaşık 6 yıldır devam eden Uygur katliamını bilmiyor olamazsınız. BM uzmanlarının 4 raporuna
ve Uygur mahkemesinin vardığı sonuca
inanmıyorsanız, Türkiye’deki Uygur halkının durumu
anlamaya yeterdi. 6 yıldır ailelerinden ayrı yaşayan Uygurların yakarışları ve gözyaşları sizi

etkilemedi. İstanbul’daki Çin konsolosluğu önünde protesto için
Türk polisinden ağlayarak izin
is
teyen Uygur gençlerinin gözyaşları size ‘oyun’ gibi geldi. Görüşmelerinde tek bir parmak değil, acı
çeken ve ölen aile
bireylerinin acısı vardı.
H
ani Muhafazakar, dindar Akpartinin bir üyesiydiniz? Hani İnancımıza göre bir vücut değil
miydik
? Siz ara sıra yanlarına gidip başlarını okşadığınız omuzlarına el verdiğiniz Uygur
aktivistlerin kalplerindeki acıyı anlamıyorsunuz.
Sizler dünyanın diğer ucundaki veya Türk
dünyasındaki
mazlum kardeşlerimizi nasıl anlayacaksınız.
D
ünyada Dürüstlük, dost ve düşman karşısında gücünü kaybetmeyen, tükenmez bir silahtır.
Hükümetinizin Uygur katliamı konusunda Çin’e karşı sert
tavır almaması ve Uygur protestoculara
karşı polis vahşetini örtbas etmek için Uygur katli
amını inkar etmenize gerek yok. “Bugün Uygurlar
için bu kadar
yapabiliyoruz demeniz hepimiz için yeterli olacaktı.

Biz Uygurlar yüzyıllardır çin seddinin eteğinde başkalarının himayesi ve merhametiyle değil,
Allah’ın dilemesi ve atalarımızdan gelen milli ruhun
gücüyle var olduk. Uygurlara yönelik mevcut
soykırım, nüfusumuzu kontrol edebilir ve hatta azaltabilir, ancak bizi yeryüzünden silemez. Bu

yüzden
herhangi bir ülkeden kurtarmalarını istemiyoruz, sadece satmamalarını umuyoruz.
Asil bir milletin zaaflarını örtmek için özellikle seçim döneminde küçük çıkarlar uğruna sonuçlarına

çamur atmanın elbette akılsızlık ve ahlaksızlık

olduğunu düşünüyoru
z.

Leave a Comment

*

*