Çi̇n’i̇n Uygur Türkleri̇ne Yöneli̇k Yeni̇ ve Si̇nsi̇ İşi̇d Tezgahina Di̇kkat !

Hamit Göktürk

Çin’in Doğu Türkistan’da ve özellikle Türkiye başta İslam ve batı coğrafyasında muhacir hayatı yaşayan Uygur Türklerine karşı çok sinsi ve derinden kurduğu tezgah ve düzenbazlıkları ÇKP.merkez Komitesinin “Doğu Türkistan’da Güvenlik ve İstikrarın Sürekliliğinin Sağlanması ” başlıklı 19 Mart 1996 tarih ve 7 NO.lu gizlilik Dereceli Çok gizli 10 maddelik  GİZLİ genelgesi hümleri  sıkı ve ısrarlı bir şekilde uygulanmaktadır.
Söz konusu 7 No.lu Genelgenin 10.maddesi’nde belirtilen “Doğu Türkistan için  esas  tehlike ve  hareket üssünün Kazakistan ve Türkiye olduğu. bu ülkelerdeki Doğu Türkistan  toplumuna vee onların kurdukları STK.larına bir şekilde sirayet ve müdahele edilmesi ve bunlar arasında fitne ve fesat tohumları atılarak parçalanması ve etkisiz ve ölü hale getirilmesi için bedeli ne olursa olsun hiçbir fedakarlık,maddi ve manevi hiçbir bedelden kaçılmaması yolundaki talimat adım adım uyguladığı yakinen görülmektedir.
Şanghay İşbirliği Örgütü aracılığı ile ve bu örgütün iplerini tamamen elinde tutan tartışmasız tek patronu ve sahibi  Komünist Çin,Türkistan Cumhuriyetlerinde resmi rakamlara göre 300 bin ancak yerel Uygur kaynaklara göre ise, bir milyon civarında  olduğu söylenen bu Cumuhuriyetlerin sadık birer vatandaşları olan  Uygur Türkü Kardeşlerimizin bu ülkelerdeki sosyal,kültürel ve toplumsal hak ve özgürlüklerini bu ülkenin yönetimleri aracılığı ile tamamen kısıtlamış durumdadır.
Çin’in özellikle Türkistan Cumhuriyetleri ile Türkiye’yi yakından izleyen ve inceleyen bölge uzmanları, Çin’in 11 Eylul 2001 terör saldırılarından sonra aniden ağız değiştirdiklerine ve terörün tanımı  mücadelesi   noktasında yöntem değişikliğine gittiklerini ifade ediyorlar. 11 Eylul’den önce Doğu Türkistan adını ağızlarına almaktan özenle kaçınan Çin’in bu tarihten sonra batı dünyasının küresel düzeyde yürüttüğü terörle savaş kampanyasından kendi hesabına pay kapmak adına “Doğu Türkistan Teröristleri” söylemini sürekli ön plana çıkardıklarını görüyoruz.  Özellikle 18 Eylul 2001’de ÇKP.’nın resmi organı “Urumçi Akşam Gaziti = Urumçi Akşam gazetesi’nde yayınlanan  ” Şerki Türkistan Terör Küçleri Cunggou Üçün Esaslık Hevf  Yanı Doğu Türkistan Terör Güçleri Çin İçin Esas Tehlike “ başlıklı uzun başmakale Çin’in bu yöndeki çalışmaları,icra ettikleri kampanyaları ve operasyonları için bir direktif ve yol gösterici bir talimat niteliği taşımaktadır.
Çin’in Türkiye’deki sinsi İŞİD Tertip ve Tezgahı
Çin’in   küresel emperyal güçler tarafından Arap Baharı  adını verdikleri  bölgede sınırların yeniden çizilimesi bağlamında Özellikle Suriye’de çıkartılan iç savaşta küresel emperyal güçler tarafından kurdurulan önce İŞİD ve daha sonra DAİŞ adına dönüştürülen ve diğer terör örgütleri ile yapılan kirli savaştan de yararlanmak istediklerini  tarafımızdan yakinen ve açıkça gözlenmektedir. Özellikle  2012 yılından sonra çeşitli yollarla çoğunlukla Türkiye yolunu kullanarak kendisinin Doğu Türkistan ve Uygur Teröristler iftirasına kanıt hazırlamak için çok sinisice faaliyetler yürüttüğü gözlemleniyor. İşgalcı Çin, topraklarını,evlerini, işlerini gasbettikleri ve ekmeklerini çalarak ve yeri geldiğinde zorla ellerinden alarak işsizlik,yoksulluk ve açlığa mahkum ettiği Doğu Türkistan’ın inançları daha bozulamamış ancak, bilgi noktasında cahil ve bilgisiz saf işsiz  bu amaçaları için gençlerini kullanmaktadır.Çin İstihbaratı’nda görevl Kızıl Ahun ve Hitay Mollaları bu kez devreye sokulmakta ve bu gençler aylar süren “ Beyin Yıkama Amaçlı Dini Eğitime”  Tabi tutulmuşlardır. Ateist ve Komünist Hitay Mollalarının bunlara verdikleri Dini dersler ve öğretiler şu minval üzerinde ceryan etmiştir ;
1. Suriye ve Irak’ta ABD.önderliğindeki batılı emperyalist güçler burada yaşayan Müslüman Kardeşlerimize baskı ve zulüm yapmakta ve katliamlarını sürdürmektedir. Bu kardeşlerimiz zor durumdadır  ve yardıma ihtiyaçları vardır.
2. Bu ülkelerdeki Müslüman Arap kardeşlerimize yardım etmek sizlerin  karzıdır ve bunları desteklemek ve bu din kardeşlerimize sizlerin yardım etmesi ise, farzdır.
3. Doğu Türkistan’da ve Çin’de ÇKP.iktidarı toplumsal barışı temin etmiştir.Halk huzur içindedir.Bu topraklar Darulsulh’tur ve bu ülke’de yönetime karşı gelmek ve iislam adına  cihat yapmak haramdır,
4. Buna karşılık Suriye ve Irak’taki Müslümanların cihadına yardım etmeniz ve katılmanız farzi ayındır.Katılmamanız ise,büyük günah ve cihattan kaçmaktır.Bu ülkeler Darulharptır ve Cihat farzdır.
5. Çin Yönetimi ÇKP.emrindeki Çin istihbaratının birer elemanları olan Hitay mollaların verdikleri dini eğitim ve vaazlar sayesinde bu masum ve cahil Uygur gençlerini geleneksel ehlisünnetvelcemaak inancına düşman olarak yetiştirmekte ve bunun yerine günümüzde  çokça rastladığımız sapkın sözde dini öğretilerler beyinlerini yıkamakta ve birer Çin mankurtu haline getirmeyi başarmıştır.
6. Gerçek islam dini  inançlarından yasaklarla uzaklaştırılan ve  boş beyinleri  bu şekilde sapkınlıklarla doldurulan  yıkanan ve gerçek Cihada inandırılan bu cahil Uygur gençlerini kendilerine hizmet edecek  birer “Cihat Militanı” olarak Türkiye üzerinden  Ortadoğu’nun çatışma bölgelerine yollamaktadır.
7. Bu zavallılara ayrıca şu sapık zihniyet de aşılanmıştır ; En doğru inanç sistemi size bizim öğrettiklerimizdir. Diğerleri sapık ve kafir inançlarıdır.Türkiye,laik düzenle yöneltilen  Kafir bir ülkedir.İmamlar laik devletin maaşlı memurlarıdır.Bunların arkalarında namaz kılmak sahih olmaz.Siz gittiğiniz yerlerde ayrı bir cemaat oluşturacaksınız ve bu şekilde kendi dini değerlerinizi uygulayarak yaşayacaksınız.
8. Bu insanlar toplumdan kendilerini tamamen soyutlayarak kapalı bir cemaat şeklinde yaşamaya çalışmakta, Çinli Kızıl Mollarının beyinlerine şırınga ettikleri öğretilerin tamamını değilse de hiç olmazsa bir kısmını uygulamak gayreti içindedirler.
9. Çin’in modern beyin yıkama metodlarını kullanarak birer Çin mankurtu haline getirdikleri bu marjinal sapıklık ve ideolojilerin esiri yapılan çok marjinal bu Uygur Militanlar Çin’in bu sinisi tertip,tezgah  ve senaryolarının uygulanmasında kendilerini kullandırmaktadırlar

Çin Reina Saldırısını Uygurlara Yıkmak istedi,Tutmayınca DAİŞ Tezgahını Kurguladı
2017 yılının yıl başı gecesi 39 kişinin katledilmesi menfur olayını Uygurların üzerine yıkmak isteyen Çin’in bu işe çok önceden hazırlıklı olduğu ve sinsi planını çok iyi yaptığı yakinen müşahede edilmiştir. Katliam olayının olduğu 01 Ocak günü öğleden sonra yıllardır, Türkiye’de Çin adına çalışan,Çin’in baskı, zulüm ve katliamlarını Çin adına savunan ve destekleyen malum Çin’in kiralık kalemleri ve medyasının propagandasının etkisini ve Türkiye’deki gücünü kafi görmemiş olacak ki bir çok çok izlenen Tv.kanalları ile çok okunan renkli magazin basın organlarını de derhal harekete geçirdikleri  görülmüştür.  Bu güdümlü medya organları Reina Canisi için önce Kazak Türkü,ardından Kırgiz Türkü ve en sonunda da Doğu Türkistan Uyruklu Uygur Türkü olduğu yalanında karar kıldı ve bunu ortaya sürdü.Bu çok çok izlenen Tv.kanalları ile Çok çok okunan boyalı magazin medya organları Doğu Türkistan yerine yıllardan beri Çin’in Sincan-Şinjing Özerk bölgesi adını ısrarla vee bilinçli olarak kullanırlarken,01 Ocak günü öğleden sonra bir anda  ve hep bir ağızdan Reina canisı için “Doğu Türkistan Uyruklu Uygur Türkleri” deyimini ısrarla teleffüz etmeye başladılar. Halbuki,Doğu Türkistan bugün bağımsız ve hür bir devlet değildir.Bağımsız olmayan bir ülkenin elbetteki uyguğu de tabiatiyle olmaz.Bu ifadelen Çin’in önermesi,yanlendirmesi ile bilinçli olaraak ve özellikle kullanıldığı açık ve nettir. Amaç,Çin’in Terör ile eşdeğer olarak algıladığı ve emahkum ettiği “Doğu Türkistan” kelimesini bulaştırmak.karalamak ve mahkum ettirmektir. Hatta sözde çok izlenen bir Tv.kanalının canlı yayın yöneticisi,kendisinin canlı yayınına katılanlara özellikle ve ısrarla Reina Katliam zanlısını Uygur Türkü olduğu yolunda sorular yönelttiğine ibretle şahit olduk ve gecenin ilerleyen bir saatinde Asistanına telefonla ulaşarak aynın şunları ifade ettik ; “ Canlı Program yöneticisinin bu maksatlı Uygur Türkleri sorusu bizleri üzmüş ve kahretmiştir.Kendisini protesto ettiğimizi lütfen iletin. Çin,Doğu Türkistan’da Uygur Türklerine baskı,zulüm ve katliam uyguluyor.Sayın Yönetici ise,Çin’e bu konuda çanak tutuyor ve bu maksatlı soruları ile katkı  sağlıyor. Lütfen Allah’tan korkunuz.Mazlum Uygur Türklerine lütfen bir de siz tekme atmayınız.” Şeklinde tepki gösterdim.

Canlı haber programına katılan Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak’a soru soran program yöneticisi Reina katilinin Uygur olduğu yanlışını ısrarlı soru ve yönlendirme ve hatta dayatma ile kendisine teleffüz ettirmeyi başarmıştır.Sayın Başbakan Yardımcısı Kaynak,gösterilen tepkiler üzerine kendisinin Uygur Türklerini öz kardeşleri olarak bildiğini ve Kahramanmaraş’ta İlçe Belediye başkanı iken,Doğu Türkistan’ın gündeme getirmek için etkinlikler düzenlediğini açıklamıştır.
Daha Riena Katil zanlısı yakalanmamış iken ve bu yöndeki çalışmalar büyük bir operasyonlar zinciri ile devam ettirilirken “Doğu Türkistanlı Uygur Türkü” olduğu yalanını ısrarla devam ettiren medya’nın bu aymaz ve algı operasyonu amaçlı bu tutumuna dayanamayan bir Emniyet Yetkilimizin bu bu medya organlarını bu yanlış bilgilerin tekrarlanmaması konusunda uyardığı bilgisine de ulaşılmıştır.
Ancak, olayların akışı ve Türk polislerinin çok başarılı çalışmaları ve nihayetinde katil zanlısının yakalanması ile İşgalcı Çin’in bu sinsi tezgahı de böylece boşa çıkmış ve kazdığı kuyuya kendileri düşmüştür. Medyanın ısrarla sürdürdüğü “Doğu Türkistanlı Uyruklu Uygur Türkü “ söylemleri de böylece gündemden kalkmıştır.
DAİŞ’e Katılmak İçin Harekete Geçenler Yakalanıyor
Basına yansıyan haberler ve ulaştığımız bilgilerden,Çin’in bu Mankurt DAİŞ  sözde militanlarının İstanbul’da daha hedeflerine ulaşmadan yakalandıklarını  öğreniyoruz ve   bu konuda medyade haber ve bilgiler  yer almıştır. Çin mankurtların  aranmaları esnasında   sahte Çin ve diğer ülke pasaport ve kimlikler,teröristlerin eylem yaparken kullanacakları Kamuflaj kıyafetler, Terör eylemi yaparken kullanacakları bazı askeri malzemeler, dürbün ve el feneri gibi malzemeler ele geçirilmiştir.En dikkatı çeken husus ise,bunların  her birinden  önemli  miktarda ABD.doları ve birisinden de Çin Yen’i çıkmış olmasıdır.

Çin’in Hedefi Doğu Türkistanlıları Dünya’da Yetim ve Öksüz Bırakmaktır
Çin’in bu sinsi tezgahlarındaki temel hedefi Uygur Türklerinin Allah’tan sonra dünyadaki tek hamisi,koyucusu, dostu.kardeşi ve hemderdi olan Türkiye Cumhuriyeti devleti ve Türk Milletinden, onların güvenlerini sarsarak ve yok ederek ebedi olarak ayırmak bu dünya’da yetim ve öksüz  bir duruma düşürerek  tek başına yalnız ve korumasız  bırakmaktır. Bu suretle de 1960’lı yıllarda Vatan için Vatan’dan ayrılarak Türkiye gelip yerleşen Liderlirimiz Mehmet Emin Buğra ve İsa Yusuf Alptekin’in ortak bayraktarlığını yaptıkları Doğu Türkistan Milli Bağımsızlık Hareketini sekteye uğratmaktır.Bu Liderlerimizin varisi olarak , en son merhum Liderimiz Alptekin’in vefatından sonra bu bayraktarlık görevini şerefle üstlenen  Doğu Türkistanlı Hemşehrilerinin  ” Vatan Hizmetinin Bittiği ve ana vatan hizmetine başlaması ”  yolundaki çağrısına uyarak hayatının son 25 yılını Doğu Türkistan davasına sarfeden merhum E.General Mehmet Rıza Bekin Paşamızın teslim ettiği bu bayarğı sekteye uğratmaktır.

Ayrıca,Doğu Türkistanlıları Türkiye’de İslam vee batı ülkelerinde terörcü,kavgacı ,şiddet yanlısı ve kendilerinden nefret edilen bir toplum haline düşürerek  Doğu Türkistan’da sessizce yok ettikleri gibi diasporada da ebediyen imha etmektir.

Bütün Doğu Türkistanlılar ve Özelliikle STK.lar Duyarlı Olmalı

Bu beyinleri Programlanmış Çin’in Mankurtları yıllardan beri Türkiye’de yaşıyorlar ve Kahraman Ordumuzun Ağustos 2016’dan beri Suriye’de Müslümanların ve insanlığın düşmanı DAİŞ Terör Örgütü katilleri ile savaşmakta olduklarını bilmemeleri asla mümkün değildir. Bu Çin mankurtlar daha önce bu ülkeye gelip yerleşen Uygur Kardeşlerinden ve Onların kurdukları Sivil Toplum Kuruluşlarından öcü gibi kaçıyorlar ve hatta yolda rastladıkları Hemşehrilerin yüzlerine dahi bakmaya tenezzül etmiyorlar. Çünkü,Çin,bunların beyinlerini  yıkamışılar ve sapıklıklarla doldurmuşlardır. Ayrıca,bunların toplum nezdindeki tutum ve davranışları ve  hakkındakı bilgiler ışığında bu yöndeki şüpheleri daha çok güçlendirmektedirler. Bunlar nasıl ve ne olursa olsunlar bizlerin öz  kardeşlerimizdir. Allah bizleri Kardeş yaapmıştır.Bir şekilde  fertler ve STK.lar olarak bunlarla kişisel ve toplumsal bağlamda diyaloglar kurulmalı ve doğrular  anlatılmalı ve kazanılmalıdır. Bunların bizlere  ve toplumumza vereceği zararlarının telafisi bu şekilde daha basit ve ucuz şekilde   bertaraf edilebilir ve karşılanabilir diye  düşünüyorum.Bir STK.Kuruluşumuzun bir Yetkilisinin bana  anlattıkları ççok dikkate değerdir. Kendisine bu şekilde beyinleri yıkanarak gelenlerin bir çoğunun  kendisine şunları  ifade ettiğini  ifade ediyor ; “Bize öğretilenlerin çok yanlış ve hatalı olduklarını Türkiye’ye gelerek yaşamaya başladıktan sonra anladık. Doğru itikadi inancımıza döndük.Buna çok mutlu oluyor  ve şekrediyoruz.”

Bu konuda diğer STK.ları ile temasa geçilebilir ve onların maddi  ve manevi destekleri ile bu Kardeşlerimiz eğitilir ve  rehabilite edilebilir .Ayrıca,  devletimizin ilgili birimlerinin ve Belediyelerimizin  katkıları  ve  bu konuda hazırlanacak projeler için destek temin edilerek  uygulanabilir,diye düşünüyorum.

İşgalcı Çin, sapık ve alçak emeleleri için bu insanlarımızı nasıl kullanabilir hale getirdilerse,bizler de bu insanlarımızı Aziz Türkiye’mizde başta Türkiye Türkçesi öğreterek,  doğru ve gerçek din bilgilerini almalarını  temin ederek,meslek ve iş sahibi ederek,başta Toplumumuza ve ülkemize  yasalara saygılı,doğru düşünen ve doğru harekete eden birer  yararlı  Vatandaşlar olarak  dönüştürebilmek için gayret etmeliyiz. Bu şekilde bizler bu insanlarımızı  Çin’in bataklığından ve karanlık emelleri yolunda yok olmalarını önleyebiliriz ve bunların ailelerini ve toplumuzun bu kanayan  yarasını tedavi edilmesine yardımcı olabiliriz.

Çin’in Bu Sinsi Tertipleri ile Doğu Türkistan STK.ları ve Diaspora Mücadele etmeli
İşgalcı Çin’in bu sinsi tertip ve tezgahları ile mücadele etmek diasporada yaşayan tüm Doğu Türkistanlıların ve onların kurdukları STK.larının öncelikli ve İvedilikli görevi olmalıdır. Bizler Çin İşgalindeki Ülkemizi kurtarma mücadelesinde öncelikle Türkiye’deki olumlu imajimizi,onurumuzu ve şerefimizi koruyarak,saldırılara karşı bu konumuzu koruyarak kurtarmamız ve ayakta tutmamız gerekir.Türkiye’de şerefimiz ve onurumuz ile yüzümüz ak ve pak olarak ve lekesiz bir şekilde bu Türk toplumu ile birilikte ve uyumlu ve  devletimizin  yasalarına saygılı ve değerlerine uyumlu bir şekilde bundan sonraki hayatımızı devam ettirebilirsek,Türk Milletinin ilgisi,katkısı ve yardımı sürecektir. İşgalcı Çin’in bu aşağılık ve lanetli tezgah ve sinsi yeni oyunlarından korunabilmemiz için mutlaka yasal zeminde ve toplumsal düzeyde bazı tedbirler almalı ve bu konuda çalışmalar yapmalıyız. STK.lar elbetete ki,hükümet değilidir.Ancak.yapabileceklerı çok şeyler de  mutlaka vardır.
Kendinden menkul ” Akil İnsanlar ” ile ” Stratejik Toplantılar ” yapmanın yanında bu konunun çok daha önemli ve acil olduğu kanaatinde olduğumu bu konunun ivedilikle ele alınması gerektiğini düşünüyorum.

Türkiye’de yaşayan Doğu Türkistanlılar de en büyüğünden en küçüğüne kadar ferdi olarak toplumumuzdan,Vatanımızdan ve Milletimizden elbette ki sorumluyuz. Kimsenin ” Bana ne ? STK.lar yapsın ! O yapsın şu İlgilensin! ”  deme hakkı ve hukuki yoktur. Kişiler olarak Vatan,Millet ve dava konusunda her kes fert olarak sorumludur. “ Hasan Akam Aççık,Armutliri Tatlık = Hasan Ağam Acı,Ama Armutları tatlı “ mantığı şeytanı bir düşünce, duruş ve adice bir hiyanettir. Ben Uygur Türkü’yüm diyeceksin ve işine geldiğinde de Doğu Türkistanlı’yım diye övüneceksin ! Doğu Türkistanlı olarak Liderlerimizin ve bizden öncekilerin yanı ecdatlarımızın bize bıraktığı Miraslardan yararlanacaksın ve ecdadı ve Milletinin onur ve haysiyetini koruma noktasında hiç bir sorumluluk almayacaksın ve bu sorumluluktan ve milli bu görevden ısrarla kaçacaksın !? Bunun adına tam nankörlük,vefasızlık ve hainlik denir. Bunun başaka adı varsa bilenler lütfen söylesin  ve yazsın !
Sahibi Olmayan Ülkenin batmasının mukadder  olması  gibi ve sahibi ve koruyucusu olmayan davanın kazanılması asla ve kat’a mümkün değildir.
İşgalcı Çin’in Türkiye’de Uygurlara karşı bu son dalga Tezgahlanmış alçakça saldırısını ve bu Sinsi algı operasyonlarını hep birlikte ÇALIŞARAK,ÇABALAYARAK VE GAYRET göstererek boşa çıkaralım. dedelim .  İşgalcı Çin’i hiç olmazsa bu konuda imkanlarımızı seferber ederek HEZİMETE UĞRATALIM !! !

Çünkü,Çin’in bu sinsi oyun ve tezgahları bitmez,biri biterse dosyasındaki bir diğer projeyi derhal uygulamaya koyarlar.

Kaynak: UyghurNet

Leave a Comment

*

*