Uygur.net yazarlarından Mehmet Emin Hazret, Doğu Türkistan’da devam eden Çin zulmünün Kazakistan’daki yansımalarını yazdı.
İşte o makale;
”Çin yönetimi son 25 yıldır Doğu Türkistan’da Uygur Türklerine etnik ve dini ayrımcılık yaparken, Kazak Türklerine karşı her hangi bir baskı söz konusu değildi. Hatta Uygur özerk bölgesi üst yönetimin kritik yetkilerini Çinliler Kazaklarla paylaşıyorlardı ve Uygurlara karşı Kazakları maşa olarak kullanmaktan çekinmiyordu.
Doğu Türkistan’daki 1,5 milyon Kazak’ın yaylaları elinde alınsa da, siyasi ve dini baskılardan müstesna yaşıyordu. Kazakistan bağımsız olduktan sonraki 25 yılda Doğu Türkistanlı[1]200 bin Kazak Kazakistan’a göç ederek Kazakistan vatandaşı oldu. 300 bin Kazak Kazakistan yeşil kart sahibi oldu ve istediği zaman Kazakistan’a vizesiz girip çıkma avantajını elde ettiler.
Uygur Türkleri zulüm ve baskıdan dolayı kan ağlıyorken, kardeş Kazak Türkleri gamsız bir şekilde kendi rahatına bakıyordu. Bağımsız Kazakistan ise, dünyanın çeşitli ülkelerinden 1 milyon Kazak’ı bağrına basıp, onlara Kazakistan vatandaşlığı verirken, Doğu Türkistan’dan kaçarak Kazakistan’a sığınan Uygurları Çinin talebi üzerine anında Çine teslim ettiler.
Çine teslim edilen Uygurların idam cezasına çarptırıldığını göre, göre Kazakistan hükümeti, ne kadar Uygur bu ülkeye sığındıysa tereddütsüz Çine teslim etmeye devam etmiştir. Doğu Türkistanlı Kazak kardeşlerimiz ise “Allah bizi iki Uygur olarak yaratmamış” diye Uygur olmadığına şükrediyorlardı.
Çinin 1 Nisan 2017 tarihinde yürürlüğe koyulduğu [2]“ dini aşırılıkla savaş” kanun çıktıktan sonra Kazak kardeş için her şey değişti. zulüm kılıcı bu defa Uygurların kellesini uçurmakla beraber Kazakların başında da korku salarak Sallanmaya başlamıştır.
Kazak Din Adamları Tutuklanıyor
2017 Nisan ayında Çitey ilçesinde mescit imamı [3]Rizat İriskat adında bir Kazak din adamı “ cenaze namazında kuran tebliğ kılmak” suçundan tutuklanıp jet hızı ile 7 senelik hapis cezasına çarptırıldı. Aynı ilçeden “ Kazakistan’ın milli politikasını propaganda yapan” suçlaması ile nisan ayında tutuklanan Adal Kencibay’ın mahkemesi sürmektedir. Çiteyin güney komşu ilçesi olan Mori Kazak özerk ilçe merkez cami imamı [4]Akniyet Molla Nisan ayında tutuklanıp ceza evine konuldu.
İki hafta sonra “ intihar etti” diyerek Akniyet Damolla’nın cenazesini polis eşliğinde mezara gömdürdü. Cenaze namazına izin verilmedi. Akniyet Damolla Çin tarafından Urumçi İslam enstitüde okutulan, Çin kanunlarına sıkı bağlı bir din adamı idi. Altay’a bağlı [5]Kaba ilçesi imamı Okan “ilahi şarkı, tasavvuf müziği CD’leri dağıtma” suçundan 10 senelik hapis cezasına çarptırıldı.
Urumçi şehire bağlı Bayanday Kazak köyü imamı Obul Ahun “Kazakistan din kanun metninin foto kopyasını saklamak” suçundan tutuklanarak 8 senelik hapis cezasına çarptırıldı. Ciminey ilçesinden gidip Çinin Ningşia bölgesinde kuran kursunda okumakta olan [6]Seltenet Murat, Altungül Kencibolat isimli 2 öğrenci 28 nisan günü Doğu Türkistan’dan giden Çin polislerince tutuklanıp geri getirilen ve Ciminey’de ceza evine konuldu.
10 Haziran 2017 günü [7]Karamay, Maytağ petrol bölgesinde “Uygurlar ile beraber namaz kılmak, oruç tutmak” suçundan Kabiyat Baymurat (47yaş)), Kencitay Düsen(49 yaş) gibi 10 Kazak tutuklandı. Altay, Çöçek, İli, Sanji, Kumol vilayetlerine bağlı şehir, ilçe ve köylerde Kazak din adamları ve dini talebe tutuklanması tüm hızı ile sürmektedir.
Kazak Türklerinin Elindeki Pasaport ve Yeşil Kartlar toplatılıyor
Çin yönetimi,bu ülkeye Pekin tarafından tayın edilen ve Tibet Canisi olarak ünlenen ÇKP.bölge Genel Sekereteri Çin Çuvenggdu’nun Urumuçi’de göreve başlamasının hemen ardından, Uygurların Pasaportları Ağustos 2016 tarihinden başlayarak toplatılmaya başlamıştı. Pasaportlarını Emniyet müdürlüklerine zamanında teslim etmeyenlere karşı ağır para cezaları uygulanırken, tren, otobüs ve uçaklar ile Kazakistan veya diğer ülkelere seyahat eden Çinli ve Kazaklarla doluydu. Çünkü, Çin vatandaşı olan 300 bin Kazak Türkü’nde Kazakistan’in verdiği Yeşil Kart vardı.
Onlar bu kartlarla istediği zaman serbestçe ve kolay bir şekilde vizesiz Kazakistan’a gidip gelebiliyor, Kazakistan’da süresiz kalabiliyorlardı. Elinde Çin Pasaportu olan Kazaklar da Urumçi’de kolayca ve ayrıcalıklı olarak Kazakistan vizesi alabiliyorlardı. Çinliler Kazakistan’da büyük ticari faaliyetlerle iştigal ederken, Uygurların Kazakistan piyasasında yer edindiği tekstil, hazır giyim, ayakkabı, elektronik ve diğer sektörlerin piyasasının ayırımcı tutum,uygulama ve teşviklerle Kazak Türkü kardeşlerinin eline geçmesinden Çin devleti çok mutluluk duyuyordu ve Kazak Türkü kardeşlerimiz de bu durumdan memnun oluyorlardı.
Pasaportları Çin yönetimi tarafından alındığı için Pasaportsuz kalan Uygur Türkleri sürekli iş ve aş kaybederken, elinde yeşil kart, pasaport olan Kazak kardeşlerimiz bu gidişattan gayet memnu idiler. 01 Nisan 2017 tarihinden başlayarak Çin yönetiminin Kazaklara da, Uygurlara uyguladığı etnik ve dini ayrımcılık politikasını uygulamaya başlaması ve eskiden olduğu gibi istisnai muameleye son vermesi Kazak Türkü Kardeşlerimizi hem şaşkınlık içinde bırakmış ve bunun yanında çok da öfkelendirmektedir. Şuan Doğu Türkistan’da “Ben Müslümanım. Ancak Uygur değilim” kelimesi kontrol noktalarında, karakollarda, otel rezervasyonunda, cami kapılarında ve diğer her türlü resmi uygulamalarda geçerliliğini kaybetmiş bulunmaktadır.
Tarihte Büyük Türkistan’ın Kaderi Aynı Olmamış miydi ?
Kazakistan topraklarının Ruslar tarafından istilaya uğraması ve Rusların Kazakistan’ı işgal etmesi 1730’lu yıllara kadar dayanmaktadır. Ülkelerindeki Rus işgalı ve ardından gelen Rus zulmü sebebiyle Kazak Türkü Kardeşlerimizin tarihi komşuları ve Kardeşlerinin yaşadığı Doğu Türkistan’a sığınması da o tarihlerde başlamış idi. Rusların batı Türkistan’i işgali ve yayılması ise, Kazakistan üzerinden gerçekleşmiştir.
19.yüzyılın ortalarında Ruslar Hokand Buhara, Hive Hanlıkları ile Son Kazak Hanlığının topraklarını de bir biri ardı sıra işgal etmiştir. Bugün Doğu Türkistan’da yaşayan Kazak, Kırgız, Özbek Türkü Kardeşlerimiz Rus katliamından kurtulmak için kaçarak Doğu Türkistan topraklarına sığınmış olanların soyundan gelmektedir. Uygurlar bu kardeş boyları büyük bir içtenlik, olgunlukla ve kardeşçe karşılayarak onlara kucak açmış ve bağrına basmıştır. Büyük Türkistan cografyasının ayrılmaz bir parçası olan Doğu Türkistan’ı vatan edinmelerine ve birlikte kardeşçe yaşamalarını temin etmiş ve topraklarını olduğu gibi aşını ve ekmeğini de bu Kardeşleri ile bölüşmüştür.
Kazak Türkü Aydınlarımız ve Kardeşlerimize Önemli Bir Hatırlatma
Şu çok önemli noktayı Kazak tarihçi ve aydınlarımıza hatırlatmadan geçemiyorum; 1863 de Kaşgar’da Osmanlı Devletine tabii Doğu Türkistan(Kaşgariya) İslam devleti kuruldu. Urumçi dahil Doğu Türkistan’ın güneydoğu bölgeleri Emirulmuminün Yakup Han Bedevlet’ın Kaşgariya devleti sınırları içinde idi.
Aynı yıllarda Kazakistan sınırındaki İli bölgesinde İli Sultanlığı kuruldu. Doğu Türkistan toprakları üzerindeki bu İki Müslüman hem de Türk hakimiyet, tek bayrak çatısı altında birleşmek için diyaloga geçmiş durumda idi. Ruslara yenilen [10]Kazak Hanlarından Tazebek Töre 1870 yılının yaz aylarında kendine bağlı kabilelerden bin civarında Kazak mülteci ailesi ile beraber İli sultanlığına sığındı. [11]Ruslar, Tazebek Töre’ni 3 Mayıs 1871 tarihinden önce geri vermesi hakkında İli Sultanlığına ültimatom verdiler.
Devlet reisi Alahan Sultan Rusların bu ultimatomunu bakanlar kurulunda tartışmasına açtı. Çarlık Rusyası, Kazak Türkü Tazebek Töre’ni Ruslara geri vermezlerse Rus ordusunun bunu bahane ederek saldırıya geçeceğini ültimatomda net olarak bildirmişti.
Ancak, Bakanlar kurulundan, kendilerine sığınan din, kan ve dil kardeşleri olan Kazak Mülteci Kardeşlerinin düşmanları olar Ruslara teslim etmeme, ve ardından Ruslarla savaşa hazırlanma kararı çıktı ve karar hemen Ruslara bildirildi.
15 Mayıs 1871 günü [12]Rus ordusu İli Sultanlığı’na karşı genel bir saldırıya geçti. Ancak, Ruslar hiç ummadıkları bir dirençle karşılaştılar. İlk saldırlarında Ruslar büyük miktarda asker kaybına uğradı. Ruslar tekrar askeri hazırlık yaparak tekrar 22 Mayıs’ta büyük ve şiddetli bir saldırıya daha geçti. Çarpışmalarda her iki taraf çok sayıda kayıp verdi. Uygurlar, Rusların modern silahlarına karşı el yapımı av tüfeği, çomak, balta ve sopalarla karşı koydular. Ruslar her Uygur köyünü ele geçirmek için büyük bedeller ödemek zorunda kaldı. Uygur Türkleri vatanını istilacılara karşı koruma yolunda kahramanlarca savaştılar.
Yollar şehitlerle doldu, ırmaklar günlerce kan kırmızısı olarak aktı. 22 Haziran 1971 tarihinde Rus çarlık ordusu İli Sultanlığının başkenti Gulca şehrine girdi ve işgal etti. Ağustos ayında İli Sultanlığına bağlı tüm topraklar Rusların eline geçti. Alahan Sultan ve onun binlerce asker Ruslar ile savaşarak şehit düştüler. Çin- Mançur ordusuna silahlı başkaldırmanın önderi, Uygurların efsanevi kahramanı Sadır Pehlivan, Çin ordusuna karşı savaştığı gibi, Rus ordusu ile aynı azimle ve kahramanca savaştı ve Direniş ordusuna komuta etti. Ancak yaralanarak esir düştü. Gerçi Ruslar, Pehlivana büyük saygı gösterip onu serbest bırakmış olsa da, vatanı kaybetmeyi onuruna yediremeyen Sadır Pehlivan aynı yıl içerisinde acı çekerek hayatını kaybetti.
1916 yılında Çarlık Rusyası’nın etnik katliamından kaçan [13] 300 bin Kazak ve Kırgız Türkü Kardeşlerimiz kitleler halinde Doğu Türkistan’a sığınmıştır. Onların hepsini daha öncekiler gibi yine Uygur Kardeşleri bağırlarına bastı, toprak verdi, hayvanları için geniş yaylaları tahsis ettiler. [14]1928- 1932 yılları arasındaki 4 sene içerisinde Stalin’in etnik katliamından kaçan 500 bine yakın Kazak, Kırgız, Özbek, Tatar, Tacik yine Doğu Türkistan topraklarına sığınmıştır. Uygurlar yine onlara da kucak açmış, evlerine almış, aşını ve ekmeğini bölüşmüştür.
Biz bin kişilik Müslüman Kazak Türkü Kardeşimizi korumak uğruna bir vatanı kaybetmeyi göze alan sizlerin Hem Müslüman hem de Türk Uygur kardeşleriniz. Bugün Kazakistan’a sığınan Uygurları Çine iade ederek onların katledilmesini pervasızca seyreden Kazak devleti ve Kazakistanlı kardeşlerimize bu tarihi olayları bir kez tekrar hatırlatmak istiyorum. Tarihte Batı Türkistan’ın bugünü, Doğu Türkistan’ın yarını olmuştur. Şimdi ise Doğu Türkistan’ın bugünkü kara kaderi, Batı Türkistan’ın yarını olma tehlikesi gün geçtikçe artıyor. Büyük Türkistan tarihten beri aynı kaderi paylaşa gelmiştir.
Bunu anlamayanlar bedelini er geç ödemek zorunda kalacaktır. Kazakistan ile Doğu Türkistan arasında 1700 kilometre sınır bulunmaktadır. Bu sınırda 300 bin Çin ordusu ve 8 milyon silahlı sivil Çinli göçmenler tetikte beklemektedir. Sovyetler Birliği döneminde sınır bölgesine yığınak yapan silahlar ve Çin’in son savaş teknoloji ürünü olan Dongfing- 41 Füze sistemi dahil tüm savaş aygıtları Kazakistan sınırında hazır durumda bekletildiğini Kazakistan devleti çok iyi bilmekte ve çok net olarak da görmektedir.
Çin’in Doğu Türkistanlı Kazak Türklerine Yaptıklarına Kazakistan Devleti Ne Diyecek?
Kazakistan’da 400 den fazla Çin devlet şirketi faaliyet göstermektedir[15]. 9-10 Haziran 2017 de [16]Şijinpeng ile Nazarbayev arasında toplam bedeli 8 milyar dolar olan 20 ayrı antlaşma imzalandı. Çin devlet başkanı Şijinpeng devlet başkanı olduktan sonraki 4 yıl içinde Şi ve Nazarbayev 16 defa bir araya geldi. Şi 4 senede 3 defa Kazakistan’a geldi.
Buna karşılık Nazarbayev 13 defa Çine gitti. Eski Sovyet Cumhuriyetlerine yapılan Çin yatırımlarının % 80 ‘i Kazakistan’a odaklanmıştır. Çin tarafından Ham madde deposu olarak görülen Kazakistan’ın gözünde esas para kaynağı ise Çin’dir. Bu yüzden Pekin kendini Kazakistan’ın nefes borusu olarak görmektedir ve “istediğim anda nefes borusunu çekerim” işaretini de sık sık göstermeye başlamıştır.
5. Dünya[16] Kazak Kurultayı 23 Haziran 2017’de Astana’daki Başkanlık Sarayında gerçekleştirilmıştır. Kurultay’da Almanya’dan katılan Doğu Türkistanlı asllı Kazak delege Ömerhan Altın, Çin hükümetinin Doğu Türkistan’da yaşayan Kazakların pasaport ve yeşil kartlarına el koymasını Kurultay’da söz alarak dile getirdiğinde Sahnede kurultayı yöneten devlet başkanı Nazarbayev ; “Benim bu durumdan haberim yok. İlgileneceğim.” Demek zorunda kaldı. Daha iki hafta önce Nazarbayev kendi sarayında Çin devlet başkanı ile görüştüğünde Doğu Türkistan’da Kazaklara yapılan baskı ve zulümler duruk noktasında idi ve bunu seyrediyordu.
Çin yönetiminin Doğu Türkistanlı Kazak Türklerine Yapılan baskı ve zulümlere Kazakistan Devleti Ne Diyecek? Bu sorunun cevabını bekleyip göreceğiz.”
Kaynak: Yeni Akıt
Leave a Comment