Rabiya Kadir: Çin’e bağımsız bir gözlemci heyeti gönderilmeli, yoksa heyet göndermekten vaz geçilmelidir.

(Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a açık mektup)

Rabiya Kadir: Etnik soykırıma uğrayan bir halk nasıl mutlu olabilir?

(Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a iki talep)

Saygıdeğer Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, sayın Recep Tayyip Erdoğan, Çin’e gerçekleştirdiğiniz resmi ziyaretinizden sonra gündeme gelen haberler özellikle Uygur Türkleri konusunda “Sincan’da insanlar mutlu bir hayat sürüyor” demiş olduğunuz hakkındaki söylentiler bizi çok üzmüştür. Bizim bu üzüntülerimiz sadece durumumuzun yanlış değerlendirilmesi yüzünden değil belki bu söylentilerin sizin uluslararası kamuoyunda sahip olduğunuz haksever imajınıza da ters düşmesinden de kaynaklanmaktadır.

On sene öncesinde Doğu Türkistan’daki 5 Temmuz Urumçi olaylarını cesurca ve haklı bir biçimde etnik soykırım olarak kınayan tek devlet lider sizsiniz. Bu soykırımı gerçekleştirenler daha cezalandırılmadığı hatta yanlışlarını itiraf bile etmediği ve soykırıma uğrayan birçok aile üyelerinden daha haber alınamadığı hâlde bu soykırıma uğrayan halk yine aynı hâkimiyet altında nasıl mutlu olabilirler? Adalet ve Kalkınma Partisi hükümeti bu sene Şubat’ta da Doğu Türkistan’daki toplama kamplarını insanlık adına büyük bir utanç kaynağı olarak kınamıştı. Bu utanç kaynağı daha sonlandırılmadığı, toplama kampları daha kapatılmadığı hâlde bu millet nasıl mutlu olabilir? Böyle bir mantıksız cümleyi, böyle bir düşüncesiz açıklamayı Türkiye Cumhuriyeti liderlerinin söylemiş olmasına inanmıyoruz. Bu haberlerin kaynağının Çin basını olduğuna göre onun muhakkak ki Çin’in tarihsel geleneğine göre uydurulmuş, çarpıtılmış bir haber olduğunu tahmin ediyoruz. Tahmin ettiğimiz gibi Türkiye medyalarında sizin “Uygurların mutlu ve özgür yaşamasını umuyoruz” biçiminde konuşmuş olduğunuzun haberi verildi. Bu açıklama bizi gerçekten çok sevindirmiştir. Ama yabancı medyalar hâlâ Çin basınını kaynak göstererek sizi “Uygurlar mutlular” biçiminde konuşmuş olduğunuzun haberlerini yapmaktadır. Sizin imajınıza ve bizim menfaatimize faydasız olan bu yanlış söylentilere yanıt olarak hükümetiniz tarafından bir açıklama verilmesini talep ediyoruz.

Basınlarda yine Çin’in davetiyle Türkiye Hükümetinden Doğu Türkistan’a gözlemci heyeti gönderileceği konuşulmaktadır. Malumunuz, Çin, kendi vatandaşlarına bile özgürce bilgi edinme hakkı tanımayan, basın özgürlüğünün kısıtlandığı, tek parti rejimindeki devlettir. Doğu Türkistan’daki toplama kampları hakkında internette birçok uydu görüntüleri, kamplar hakkında kendilerinin imzaladığı birçok proje anlaşmaları ve toplama kamplarında bizzat işkenceler yaşamış olan birçok kişinin tanıklığı olduğu hâlde Çin’in yine de onları yataklı meslek okulları olarak göstermeye çalışması, uluslararası kamuoyunun zekâsına yönelik bir küçümseme ve hakarettir. Çin’in kamuoyunu kandırmaya, göz boyamacılık yapmaya çalıştığı artık bir sır değildir. Türkiye Hükümeti eğer Çin’i bu göz boyamacılıktan vaz geçmeye ve uluslararası bağımsız gözlem standartlarına uygun bir biçimde gözlem yapılmasına ikna edebilirse biz Uygur Türk’ü aktivistler olarak tabi ki bu gözlemci heyetinin Doğu Türkistan’a gitmesini alkışlarız, destekleriz ve Türkiye hükümetine müteşekkir kalırız. Ama Çin’in tepkisine yol açmamak şartıyla gerçekleşecek olan Çin yanlısı bir gözlem yapılacaksa bunun, sadece Türkiye’nin imajına değil Uygur Türklerinin menfaatine zararlı, özellikle de toplama kamplarında can çekişmekte olan 3 milyondan fazla insanın hayatı güvenliğine tehdit oluşturacak olan bir gözlem sayılacağı kanaatindeyiz. Dolaysıyla Çin’in bağımsız gözlem şartlarına ikna olmadığı taktirde Çin’in yalan propagandalarına katkı sağlama ihtimali olan bu gözlemi Avrupa birliğinin yaptığı gibi sizin de reddetmenizi öneriyoruz.

Son olarak, Toplama kamplarının mevcutluğunu Çin’in öncelerde reddedip bugünlerde itiraf etmek zorunda kalmasında ve bu konunun BM ve Amerika parlamentosunda gündeme gelmesinde Doğu Türkistan’ın içi ve dışındaki Uygur Türklerinin ödediği bedellerinin az olmadığını, örneğin, Özgür Asya Radyosu’nda çalışan 6 muhabir bu toplama kampları meselesini en baştan beri gündemde tutmaya çalıştığı için onların 48 akrabasının şu an hapishanelerde tutuklu olduğuna da dikkat çekmek isteriz.

Sizin İslam âlemindeki hak sözlü, mazlumlara sırdaş ve onların gür sesi olan tek lider olma sıfatınızın Doğu Türkistan konusunda Çin yalanlarıyla lekelenmemesi dileğiyle,

Saygılarımla, Uygur Milli Hareketi lideri Rabiye Kadir

Leave a Comment

*

*