KHK ile Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Eğitim Fakültesindeki görevimden alınan Yrd.Doç.Dr. Yalçın Bay, kendisine yapılan adaketsizlik ve haksızlıklara isyan etti. Gazetemize içini döken Yalçın Bay, Eğitim yaşantım ve çalışma hayatım boyunca hep ülkücü çizgide yaşadım. Haymana ve Polatlı Ülkü Ocakları’nda yetiştim. Üniversite öğrenimim esnasında 1996-1997 yılında Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesinde Reislik yaptım, Ben ve eşim doğuştan Türkçü, Turancı, Türk Dünyası sevdalısı, Oğuz Boylu Türk soylu bir ailenin evlatlarıyız. Bizler Atatürk’ün kurmuş olduğu Türkiye Cumhuriyetinin yılmaz bekçileri, Türk ve İslam Dünyasının hizmetkârlarıyız. Hiçbir gerekçe göstermeden ihraç edildim” dedi.
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi eski Öğretim Üyesi, Türk Dünyası Çocuk Oyun ve Oyuncakları Projesi Koordinatörü, Türk Dünyası Çocuk Oyun ve Oyuncakları Kurultayı Düzenleme Kurulu Başkanı Yrd.Doç.Dr. Yalçın Bay şunları söyledi:
“7 Şubat 2017 KHK ile Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Eğitim Fakültesindeki görevimden hakkımda hiçbir somut delil sunulmadan ihraç edildim. Üniversitedeki soruşturma komisyonu 10 Ekim 2016 tarihinde sorguya çağırdı. Sorgulamada hakkında hiçbir somut delil yok dediler. O zaman ismini bilmediğimiz iftira dilekçeleri olduğunu söylediler. Ancak 1 Kasım 2016 tarihinde görevime iade edildim. Aradan 100 gün geçtikten sonra tekrar nasıl bir somut delil buldularsa hiçbir gerekçe göstermeden ihraç edildim.
ÜLKÜCÜ YETİŞTİM, ÜLKÜCÜ YAŞIYORUM
Ben Ankara’nın Haymana İlçesi, Yaylabeyi köyünde yaşayan Türkmen bir ailenin çocuğuyum. Benim abim Haymana Ülkü Ocakları kurucusu olduğundan, ben kendimi bildim bileli ülkücü bir hayat sürmekteyim. Eğitim yaşantım ve çalışma hayatım boyunca hep ülkücü çizgide yaşadım. Haymana ve Polatlı Ülkü Ocaklarında yetiştim. Üniversite öğrenimim esnasında 1996-1997 yılında Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesinde Reislik yaptım, Meslek hayatıma ilk başladığım gün 23 Mart 1998 yılından bu yana Türk Eğitim Sen üyesiyim. 1999-2002 yılları arasında Etimesgut Türk Eğitim Şubesinde sosyal işlerden sorumlu olarak görev yaptım. Diğer zamanlarda bulunduğum kurumlarda Türk Eğitim Sen temsilciliği yapmış birisiyim.
Ben ve aynı fakültede görevli eşim 2013 yılı Eylül ayında Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Eğitim Fakültesindeki görevime başladık. Türk Dünyasının ortak kültürel mirasımızın ürünü olan geleneksel oyun ve oyuncaklarımızı oynasınlar istedik. Çocuklar hem oynasın, hem eğlensin, hem öğrensin, aynı zamanda da millî bir kimlik ve kişilik kazansın istedik. Bu nedenler dolayı 31 Mayıs 2014 yılında Eskişehir Türk Dünyası Kültür Başkenti Ajansı ve Eskişehir Osmangazi üniversitesi işbirliğinde “Türk Dünyası Çocuk Oyun ve Oyuncakları Projesi” “TÜDÇOOP tudcoop.com” onaylandı ve bizim “Kültürel Genlerimizi Keşfetme Yolculuğumuz” başladı.
TÜRK DÜNYASINA DEVLET DENETİMİNDE HİZMET GÖTÜRDÜK
İlk saha araştırmalarına Türkistan’dan (Orta Asya) başladık. Burada bulunan Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan, Tacikistan, Moğolistan, Doğu Türkistan, Altay, Tuva, Hakasya ve Saha’ya (Yakutistan) gittik. Bu bölgedeki zorlu yolculuklarımız oldu. Çadırlarda kaldık, tren garlarında uyuduk, gözaltılar yaşadık, kısa süreliğine hapislere atıldık. Ancak içimizde Türklük, Turancılık ve Türk Dünyası o kadar yoğundu ki “Ölümlere Gülen Tunç Yürekli Türklerdik Biz”. Bu yaşadıklarımız, çektiğimiz eziyetler hiç umurumuzda değildi. Çünkü kutlu bir dava için bu yolculuğa çıkmıştık. En son Saha (Yakutistan) yolculuğunu tamamlayıp 11 Eylül 2014 tarihinde Eskişehir otobüs terminaline geldik. Elimizde 6 bavul ve sırt çantaları vardı. Hatta otobüs muavini ilk başta bavulları almak istemedi. Bende bunların Türk Dünyasından getirilen oyun ve oyuncaklar olduğunu söyleyince aldılar. Eve gitmek için bir taksi tuttuk ancak o kadar çok bavulumuz vardı ki, bir taksiye sığmadı. Bize bavulların çoğunu bir taksiye, geriye kalanları de diğer taksiye koyduk. Ben öne eşimde yanına bir bavul alarak arka koltuğa oturdu. Taksiye biner binmez taksici şaşırmıştı. “Abi siz kimsiniz, göçmen misiniz? Sığınmacı mısınız? Yoksa Suriyeli misiniz?” dedi. Bende kısaca projemizi anlattım. Bizim bütün Türk ve akraba topluluklarına gittiğimizi, ortak kültürel mirasımız olan oyun ve oyuncakları derlediğimizi, bu konuda üniversitelerle görüşmeler yaparak uzun soluklu bir çalışma için ekip oluşturduğumuz belirttim. Eskişehir otobüs terminalinden yaklaşık 1 km uzaklaşmış, bir trafik lambasında durmuştuk. Benim bu sözlerim üzerine Taksicinin gözleri yerinden fırlamışçasına direksiyonu bıraktı ve bana dönerek “hocam siz ne yaptığınızın farkında mısınız” dedi.
BAŞIMIZA BU OLAYLARIN GELEBİLECEĞİ HİÇ AKLIMA GELMEMİŞTİ
Bende ” ne yapıyoruz ki, oyun ve oyuncakları derliyoruz” dedim. Taksici “hocam siz ne yaptığınızın farkında değilsiniz” dedi. Ben de biraz gülümseyerek “farkında olmadığımız neymiş” dedim. Taksici tekrar gözlerimin içine bakarak “hocam siz globalizme ve emperyalizme başkaldırıyorsunuz” dedi. O bakışları ve o cümleyi ömrüm boyunca unutmayacağım. Okuyup sorgulayan vatan sevdalısı bir taksici, olayı anlamış ve tek cümle ile özetlemişti. Ancak bunu globalizmin ve emperyalizmin uşakları da anlamış olabileceğinden ve başımıza bu olayların gelebileceği hiç aklıma gelmemişti.
BİRÇOK KURUM VE KURULUŞ TARAFINDAN DESTEKLENEN BİR PROJE
Biz bu proje kapsamında (Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Karakalpakistan, Azerbaycan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Altay, Tuva, Hakasya, Saha (Yakutistan), Moğolistan, Doğu Türkistan, Dağıstan, Nogaylar, Kabardin-Balkar, Karaçay- Çerkez, Tataristan, Başkurtistan, Çuvaşistan, Moldova-Gagavuzya, Romanya, Bulgaristan, Yunanistan, Arnavutluk, Makedonya, Kosova, Karadağ, Sırbistan, Macaristan, Bosna Hersek) olmak üzere 29 ülke ve bölgeye gittik, 100.000 km yol kat ettik, 80.000 fotoğraf ve video çekimi gerçekleştirdik. Bütün bu saha araştırmalarımızda ziyaretlerimizi, TİKA, Yurt Dışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı, TÜRKSOY, Yunus Emre Enstitüleriyle işbirliği içerisinde gerçekleştirdik. Bu proje devletin bir projesi haline gelmişti artık. Projemizi Millî Eğitim Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, TRT, Kazakistan Türk Akademisi, Ahmet Yesevi Üniversitesi, Azerbaycan Millî İlimler Akademisi, Özbekistan Millî Bilimler Akademisi, Abay Üniversitesi, Kırgızistan Türkiye Manas Üniversitesi, Tacikistan Millî İlimler Akademisi, Gagavuz Devlet Üniversitesi, Romanya Ovidius Üniversitesi, Yunanistan Türk Öğretmenler Birliği, Bulgaristan Şhumnu Üniversitesi, Arnavutluk Tiran Devlet Üniversitesi, Tataristan Kazan Devlet Üniversitesi, Saha (Yakutista) Atilla Kültür Merkezi, Doğu Türkistan Urumçi Devlet Üniversitesi gibi daha adını burada yazamadığım birçok kurum ve kuruluş tarafından desteklenen bir projedir.
Proje kapsamında 33 ülke/bölge, 45 Üniversite ve 155 akademisyenle işbirliği yapılmıştır. 14-17 Mayıs 2015 yılında Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Kongre Merkezinde “1. Uluslararası Türk Dünyası Çocuk Oyun ve Oyuncakları Kurultayı (TÜDÇOOK)” tudcook.com yapıldı. Kurultayımıza 36 ülkeden 120 uluslararası, 151 ulusal olmak üzere 271 bildiri sunuldu. Kurultaya toplam 600 akademisyen katıldı.
PROJELERİMİZ FETÖCÜLERİ RAHATSIZ ETMİŞ OLMALI
Anladığım kadarıyla bu projeye karşı ülke içinden husumet besleyenlerin olduğu gibi, globalizm ve emperyalizmin uşaklığını yapan
FETÖCÜ’leri de rahatsız etmiş olmalı ki, bize tetikçileri aracılığıyla hakkımızda iftira dilekçeleri yazdırılarak bizi vatan haini ilan etmeye ve bu projeyi sonlandırmaya çalışmaktadırlar. Ben ve eşim doğuştan Türkçü, Turancı, Türk Dünyası sevdalısı, Oğuz Boylu Türk soylu bir ailenin evlatlarıyız. Bizler Atatürk’ün kurmuş olduğu Türkiye Cumhuriyetinin yılmaz bekçileri, Türk ve İslam Dünyasının hizmetkârlarıyız. Türk Dünyasına ve insanlığa bir hizmet olsun istedik. Çocuklarımızın kendi oyun ve oyuncakları ile oynayarak, kendi öz benliklerini kazanmaları, kişilik ve kimlik gelişiminde kendi özüyle barışık olmalarını istedik. Çocuklarımızı bilgisayarların ve telefonların başından kaldırıp sokaklarda kahkahalar içinde oynamalarını, okullarda bu oyunları bir öğretim yöntemi olarak kullanmalarını, oyuncaklarımız da birer öğretim materyali olarak kullanmalarını arzu ettik. Türk Dünyası Çocuk Oyun ve Oyuncakları Müzeleri kuralım, çocuklarımız atalarının oynadıkları oyuncakları tanısın istedik. Türk Dünyası Çocuk Oyun ve Oyuncaları Müsabakaları düzenleyelim ve Türk Dünyası çocukları kaynaşsın istedik. Bu konuyla ilgili belgeseller olsun, eğer çocuk yine de telefonda ve bilgisayarda vakit geçirecekse yine kendi kültürel oyunlarımızla vakit geçirsin istedik. Yanlış bir şey mi istedik, birilerinin ayağına mı bastık galiba!
İFTİRA ATIYORLAR
Ancak geldiğimiz son durum ise 7 Şubat 2017 KHK ile üniversitedeki görevimden ihraç edildim. Benim hakkımda, kendisini daha önce tanımadığım, psikolojik sorunları olduğunu duyduğum, tetikçi birisi olan ESOGÜ Eğitim Bilimleri Enstitüsünde görev yapan bir araştırma görelisi birçok kez mesnetsiz iftiralar da bulunmuş. Oysa bu kişiyi lisanstan tanıyan hocalarının belirttiklerine göre kendisi lisans eğitiminde çokta başarılı olmamasına rağmen, FETÖ’nün MEB’te en güçlü olduğu dönemde bu kişi, eşi ile birlikte MEB bursuyla yurt dışına gitmiş. ABD’de Denver Üniversitesinde yüksek lisansı tamamlamış, doktora tez aşamasında doktoradan atılmış. Kafası her türlü hinliğe çalıştığı için Nisan 2011 de doktordan atılma aşamasında, atılmadan hemen önce öğrenci işlerinden “3 ay sonra doktoram bitecektir” diye bir yazı almış. MEB bursuyla ilgili kanuna göre normalde yurtdışında doktoradan atılan birisinin bu şekilde göreve başlatılmaz. Ülkemizde yaşanan 15 Temmuz 2016 tarihinde hain FETÖCÜLER tarafından yapılan darbe girişimi fırsata çevirerek kişisel husumet besledikleri hakkında, ilgili birimlere iftira dilekçeleri yazmaya başlamış. ESOGÜ Eğitim Fakültesinde 45 hocadan, 25’i hakkında iftira dilekçesi yazmış. Bu dilekçelerden bizde nasibimizi aldık. Beni yurtdışında FETÖ okullarını ziyaret etmekle suçlamıştı. Tam bir akıl tutulması. Bende daha öncede belirttiğim gibi 29 ülke/bölge ziyareti, 100 bin km yol kat ettim, 80 bin fotoğraf ve video çekimi yaptım. Bir tane FETÖCÜ gösterin gereğini yapacağım dedim. Ben tamamen devletin kurumlarıyla işbirliği içinde saha araştırmalarını yaptım.
BİZ KENDİMİZDEN EMİNİZ
Benimle birlikte aynı fakültede görev yapan vatan, millet sevdasından emin olduğum, akademik çalışmalarıyla bir birinden kıymetli hocalarımız hakkında atılan iftiralarla işlem yapıldığına, benim gibi ihraç edildiklerine şahit oldum.
Bütün bu iftiralara ve kumpaslara rağmen biz projemize devam edeceğiz. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Biz kendimizden eminiz. Biz bu yola çıkarken her şeyi göze alarak çıktık.
Hain FETÖ terör örgütü kripto FETÖCÜLER aracılığıyla BÜROKRATİK DARBE yaptığını düşünüyorum. Ülkemizin terörle mücadele azmini kırmak, olayları sulandırmak, FETÖCÜLERİ perdelemek istiyorlar. Bu ülkenin gerçek sahipleri, ülke sevdalıları olarak uyanık olmak zorundayız. Bu ülkede gerçek anlamda vatan millet sevdalısı kardeşlerimizi bu kumpaslara ve iftiralara kurban vermemeliyiz. Ülkemizin geleceği açısından bu son derece önemli diye düşünüyorum.
Biz Türkçülük, Turancılık ve Türk Dünyası sevdamızdan asla vazgeçmeyeceğiz.
Vatanımızın, Milletimizin, Dini İslam’ın Hizmetindeyiz.
Vatanımız FETÖ ve PKK gibi vatan hainlerinden temizlenecekse, bir değil bin Yalçın BAY feda olsun.
Globalizmin ve Emperyalizmin Uşaklarına İnat “VATAN SAĞOLSUN”
Kaynak: Orta Doğu Gazatesi
Leave a Comment